“Acil ihtiyaç normalleşme” başlıklı haberde şöyle denildi:
“İkinci tur sandığından ‘Beş yıl daha Erdoğan’ çıktı. Sandığın ertesi günü ise seçim atmosferinden çıkılıp acil sorunlara odaklanılması gerektiğine dönük mesajlar verildi. En kritik başlık olarak ekonomi öne çıktı. ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley ‘Merkez Bankası eksi rezerve karşı alternatif önlem almak zorunda’ uyarısı yaptı. Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu da “Mevcut politikalar tabloyu daha da kötüye götürür” dedi.”
“Rejim krizi tescilendi”
BirGün gazetesinin manşetinde ise Bulgu Araştırma’nın kurucusu Semih Turan seçim sonucuna ilişkin değerlendirmeleri yer aldı. “Rejim krizi tescilendi” başlıklı haberde şöyle denildi:
“İlk turdakine benzer şekilde Ege, Akdeniz, Marmara bölgeleri ile Ankara ve Eskişehir’de muhalefetin oylarını artırdığını gördük. Büyükşehirlerde bu fark yüzde 1,5’tan yüzde 3.5’a çıktı.
Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu’da Erdoğan'ın oylarını arttı.
Doğu ve Güneydoğu’da sandığa gitme oranının düşmesinde mevsimlik mobilitenin başlaması da etkisini göstermiş olabilir. Bir de elbette Yeşil Sol Parti seçmeninin Ata İttifakı desteğinden etkilenmiş olabilir.
Ekonomik kriz, Anadolu'da yaşayan daha az etkiledi. Oysa büyük kentlerde kendini daha çok gösterdi. Bu nedenle muhalefetin oyları bu bölgelerde arttı..."
“Geleceği kazanmak için”
Evrensel gazetesinin manşetinde ise gazetenin yazarlarının seçim sonucu değerlendirmeleri yer aldı. “Geleceği kazanmak için” başlıklı haberde şöyle denildi:
“İhsan Çaralan: Türkiye tarihinin en adaletsiz, kara propagandanın bir psikolojik harp silahına dönüştürüldüğü; yalanın, dezenformasyonun, montaj kasetlerinin, sahte afişlerin ve broşürlerin kullanıldığı, Devletin tüm imkanlarının yanı sıra TRT’nin, AA’nın, valilerin, kaymakamların, polis, jandarma, savcıların ve mahkemelerin, YSK’nin, tek adam rejiminin yanında yer almasıyla elde ettiğini gözden kaçırmaya çalışıyorlar.
Mustafa Yalçıner: Peki, başlıca “Din elden gidiyor” ve “Devleti bölecekler” içerikli olağan ideolojik ters yüz edişlere eklenen sahte afişli, videolu açık yalanlar, yüzde 64’üne açlık dayatılmış insanların oyunu bu kadar etkileyebilir mi? Söz konusu olan, pişirdiği yemeğe soğan katmakta zorlanan insanların davranışı. İnsanların çoğunluğu açlığa mahkum edilişini onaylar mı? Erdoğan'ın oyu, açlığın bunca etkili olmadığı 2018’de yüzde 52’ydi. Bugün de aynısı. Ne yani, bunca açlık ve yoksulluk “sıfırlık” bir etken mi? Hiç mi etkilemedi insanların tercihini? Bu, kabul edilir şey değil!”